70-79: MEARİC-NAZİAT SURELERİNDEN TÜRKÇE MEALLER VE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

            “KUR’AN’I KERİM’DEN TÜRKÇE MEALLER VE İLGİLİ AÇIKLAMALAR” (70-79. SURELER);

   70. MEARİC SURESİ (Miraçlar, yükselme noktaları/44): İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
    Kimsenin engelleyemeyeceği azap;
    1. Birisi, başa gelecek azabı sordu. 2. Kafirlerin başına gelecek olan, kimsenin de engelleyemeyeceği azabı… 3. Göğe yükselen yolların sahibi Allah’ın azabını! 4. Süresi elli bin yıl olan bir günde1 (tekrar diriliş öncesinde) melekler ve ruhlar O’na yükselir.

     Açıklamalar 1;
    (1).
Kur’an’da kameri yıl esas alınır (9/36).  Bir kameri yılın uzunluğu 354 gündür. Allah’a göre bir gün, bize göre bin yıl (22/47) olduğu için Allah’a göre bir yıl, bize göre 354.000 yıl eder. İlk insanın ölümü ile yeniden diriliş arası Allah’a göre elli bin yıl ettiğinden bunun bize göre uzunluğu, 50.000 X 354.000 =17.7 milyar yıl olur.
     ———————————————————————————————————————————————-
   Kıyamet gününün mahiyeti

    5. Sen güzelce sabır göster. 6. Onlar o günü uzak görüyorlar; 7. oysa Biz yakın görüyoruz. 8. Göğün erimiş bakır gibi olacağı gün (hesap gününde) ise, 9. dağlar, yere atılmış boyalı yüne dönüşmüş olur.
    10. Bir can yoldaşı, diğer can yoldaşını sormaz bile. 11. Birbirlerine gösterilirler. Suçlu olan: “Keşke oğullarımı versem de bugünün azabından kurtulsam!” diye derin bir istek duyar. 12. Karısını, kardeşini, 13. kendini koruyan aşiretini, 14. yeryüzünde olan herkesi fidye olarak verip canını kurtarmayı çok ister.
    15. Hepsi boş! Cehennem alevler saçar, 16. kavurduğu deriyi soyar. 17. Doğrulara sırtını dönen ve yüz çeviren herkesi kendine çağırır. 18. Mal biriktirip saklayanı da!
     ——————————————————————————————————————————————-
     İnsanın doyumsuzluğu;
    19. İnsan doyumsuz yapıda yaratılmıştır. 20.Başına bir sıkıntı gelse sızlanır. 21. Bir nimete konsa kimseye zırnık koklatmaz.

     22. Namaz kılanların bir kısmı1 farklıdır. 23. Onlar, namazını sürekli kılanlar, 24. mallarında belli bir hakkın varlığını bilenlerdir. 25. Onu, ihtiyacını söyleyene de söyleyemeyene de ayırır. 26. Onlar hesap gününü içtenlikle kabul edenlerdir. 27. Onlar, Rablerinin azabından dolayı içleri titreyenlerdir.
    28. Hiç kimse Rabbinin azabından güvende olamaz.

    29. Edep yerlerini ve çevresini özenle korurlar. 30. Sadece (hür) eşleri veya hâkimiyetleri altında olan2 (esir eşleri) hariç. Onlar, bundan dolayı ayıplanmazlar. 31. Bunlardan başkalarına açanlar sınırları aşmış olurlar.
    32. Onlar, aldıkları emanetler ve üstlendikleri sorumluluklar konusunda titiz davrananlardır. 33. Onlar şahitliklerini dosdoğru yapanlardır. 34. Onlar namazlarına özen gösterenlerdir. 35. İşte bahçelerde ağırlanacak olanlar onlardır.
    Açıklamalar 1;
    (1). Namaz kılanlardan, burada anlatılan özellikleri taşıyanlar kastedilmektedir.

    (2). Ayetteki “veya” ifadesi, bir Müslümanın edep yerlerini ya hür eşinin ya da hakimiyet altında yani esir konumunda iken evlendiği esir eşinin yanında açabileceğini, bunun dışında açamayacağını gösterir. Çünkü edep yerlerini bir esirin yanında açabilmek için onunla evli olmak şarttır (24/32-33).
Bir kadın sadece bir eş ile evlenebileceği için eşi hür ise hür eşinin yanında, esir ise esir eşinin yanında edep yerlerini açabilir. Benzer durum, erkek için de geçerlidir. Erkek de aynı anda biri esir, diğeri hür olan iki kadınla evli olamaz. Çünkü esir kadınla evlenmenin olmazsa olmaz şartı, hür kadınla evlenecek güce sahip olmamaktır. (4/25). Bu sebeple erkek de tıpkı kadın gibi edep yerlerini ya hür ya da esir olan eşinin yanında açabilir. Ayette “veya” ifadesinin kullanılmış olmasının sebebi budur.
    *Ayet, hem namazın erkân ve adabına riayet etmenin, hem de namaz dışındaki davranışlarda, namazın kazandırdığı ulvî hasletleri korumanın önemine işaret edilmektedir.  
    *Bütün mezhepler ve onların emrinden çıkmayan tefsir alimleri, bu âyetin anlamını tahrif etmiş ve ayeti esir cariyelerin sahiplerine nikâhsız helal olduğunun delili saymışlardır. Esir kadın ancak nikahlı olursa helal olur. (24/32-33, 33/50, 66/1-2).
     ———————————————————————————————————————————————–
    Kıyamet günü kafirlerin durumu;                                                           
    36. Sana doğru başlarını uzatan şu kafirlerin dertleri ne? 37. Sağında ve solunda küme küme olmuşlar! 38. Onlardan her biri, nimetlerle dolu Cennet’e yerleştirilmeyi mi bekliyor? 39. Boşuna beklerler. Biz, onları da bildikleri şeyden yarattık. 40. Doğuların ve batıların Sahibine yemin etmeye gerek yok! Biz elbette ölçü koyarız. 41. O kafirlerin yerine daha iyisini getirmenin ölçüsünü! Biz önüne geçilebileceklerden değiliz.

42. Bırak da tehdit edildikleri gün ile yüzleşinceye kadar eğlenip dursunlar. 43. (Et almak için) sunaklara üşüştükleri gibi kabirlerinden fırlayıp çıktıkları gün, 44. saygıyla önlerine bakarlar, alçaklık her yanlarını sarar. İşte tehdit edildikleri gün o gündür.
      ———————————————————————————————————————————————–              71.NUH SURESİ  28: İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
    Hz. Nuh’un, insanları dine davet gayretleri;
     1. Biz Nuh’u kendi halkına (elçi) gönderdik; “Acıklı bir azap gelmeden halkını uyar!” dedik. 2. Onlara şöyle dedi: “Ey halkım! Ben size doğruları açıklayan bir uyarıcıyım. 3. Allah’a kulluk edin, O’ndan çekinerek kendinizi koruyun ve sözümü dinleyin! 4. O zaman Allah günahlarınızı bağışlar ve belirlenmiş ecelinizin sonuna kadar sizi yaşatır. Allah’ın verdiği ömür bitince erteleme olmaz. Keşke bunu bilseniz!”

    5. Sonunda Nuh şöyle dedi: “Rabbim ! Halkımı gece gündüz davet ettim. 6. Ama davetim onları daha fazla kaçırmaktan başka bir işe yaramadı. 7. Sen bağışlayasın diye onları ne zaman davet etsem parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerini üstlerine çektiler, ayak dirediler ve kibirlendikçe kibirlendiler. 8. Sonra onlara açıkça davette bulundum. 9. Daha sonra haykırdım, gizli gizli söylediğim de oldu. 10. “Rabbinizden bağışlanma dileyin; o çok bağışlayıcıdır.” dedim.       11. “Öyle yapın ki size gökten bereketli yağmurlar göndersin. 12. Mallarınıza mal, oğullarınıza oğul katsın. Sizin için bahçeler oluştursun; ırmaklar akıtsın.
    13. Size ne oluyor da Allah’a saygı gösterme isteği duymuyorsunuz? 14. Halbuki o sizi evrelerden geçirerek yarattı. 15. Yedi kat göğü tabaka tabaka nasıl yarattığını görmediniz mi?16. Onların içinde Ay’ı bir ışık, Güneş’i de bir ışık kaynağı yaptı. 17. Sizi yerden bitki gibi bitiren Allah’tır. 18. Tekrar sizi toprağa döndürecek ve daha sonra (diriltip) topraktan çıkaracaktır. 19. Allah, yeryüzünü önünüze serdi ki. 20. vadilerdeki yollarından geçip gidesiniz.” (dedi)
     ——————————————————————————————————————————————

    Hz. Nuh’un, Rabbine şikayeti;
    21. Nuh sözlerine şöyle devam etti: “Rabbim! Malı ve çocuğu, zararını arttırmaktan başka bir işe yaramayan kişiye uyup bana baş kaldırdılar. 22. Büyük büyük oyunlar oynadılar. 23. Şöyle dediler: “Sakın ilahlarınızı bırakmayın! Ved’den, Suvağ’dan, Yegus’dan, Yeuk’dan ve Nesr’den asla vazgeçmeyin!”

    24. Bunlar birçoklarını saptırdılar. Rabbim! Bu yanlışlar içindeki bu kimselerin sadece sapıklıklarını arttır.” 25. Onlar, günahlarından dolayı suda boğuldular. Ardından da ateşe atılacaklar. Allah ile aralarına girecek yardımcılar da bulamayacaklar.
    26. Nuh şöyle seslendi: “Rabbim! Bu kafirlerden yeryüzünde dolaşan kimseyi bırakma. 27. Eğer bırakırsan kullarını saptırırlar. Bunlardan doğacak olanlar da günahkar ve kafir olurlar.
    28. Rabbim! Beni, anamı, babamı, evime gelen mümin erkekleri ve mümin kadınları bağışla! Yanlış yapan bu kimselerin de sadece yıkımlarını arttır!”
———————————————————————————————————————————————
    72. CİN SURESİ 28: İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla,
    Cinlerin Kur’an’ı dinlemeleri;
   1. De ki “Bana şunlar vahyedildi: Cinlerin1 bir kısmı beni dinlemiş ve şöyle demişler: Biz hayranlık uyandıran bir Kur’an (bir söz kümesi), dinledik. 2. Olgunlaşmanın2 yolunu gösteriyor. Ona inanıp güvendik; artık kimseyi Rabbimize ortak sayamayız. 3. Rabbimiz çok yücedir; ne bir eş ne de bir çocuk edinmiştir.
     Açıklamalar 1;
    (1).Görünmeyen tüm varlıkların ortak adıdır.
(2). Rüşd: Olgunluk, erişkinlik, reşit olma hali
      ——————————————————————————————————————————————

   “Allah ile birlikte kimseyi yardıma çağırmayın ve duada O’na ortak etmeyin”;
    18. Bütün mescitler Allah için yapılmıştır; öyleyse Allah ile birlikte kimseyi yardıma çağırmayın!

    19. Allah’ın kulu (Muhammed) ona duaya kalkınca, cinler (ne yaptığını görmek için) birbirlerini ezecek gibi oldular.
    20. De ki “Ben sadece Rabbime dua ederim; duada kimseyi O’na ortak etmem.”
    21. De ki “Size bir zarar verecek güçte olmadığım gibi sizi olgunlaştıracak güçte de değilim.”

    22. De ki “Hiç kimse beni Allah’tan kurtaramaz. O’ndan başka bir sığınak da bulamam.
     ——————————————————————————————————————————————

     Hz. Peygamberin görevleri;
    23. Benim görevim, Allah’tan geleni, O’nun gönderdiklerini tebliğden ibarettir. Kim Allah’a ve elçisine karşı gelirse yeri cehennem ateşidir. Onlar orada ölmezler, sonsuza dek kalırlar.
     ——————————————————————————————————————————————
    Allah’ın nitelikleri;

     26. Bütün gizli bilgileri (gaybı) bilen O’dur. O, gaybını kimseye açmaz; 27. uygun bulduğu bir elçi olursa başka. Onun da önüne ve arkasına gözcüler diker1. 28. Bunu yapar ki o elçi, Rabbi tarafından gönderilenleri, meleklerin ona tam olarak ulaştırdığını, getirdiklerinin hepsini aldığını ve her şeyi tek tek kav­radığını bilsin2.
    Açıklamalar 1;
    (1).
“Kur’ân’ı şeytanlar indirmedi. Bu, onların yapabileceği bir iş değildir; buna güçleri de yetmez. Onlar, (âyetler ininceye kadar) onları dinlemekten engellenmişlerdir.” (26/210-212)

    (2). Şeytanlar birinci kat semadan kovuldukları için, yıldızların olduğu birinci kat semada saklı olan Kur’an’a dokunamazlar. Allah Teâlâ şöyle demiştir: ” Yok yok! Yıldızların bulunduğu yerin önemine dikkatinizi çekerim, Bilseniz onun değeri pek büyüktür. (Şunu bilmeniz daha önemlidir: Yıldızların yerinde olan) değerli Kur’an’dır. Kınında saklı bir kitaptadır. Ona, tertemiz olanlardan (meleklerden) başkası dokunamaz. O, bütün varlıkların Sahibi tarafından indirilmiştir. (56/75-80).
Kur’an İndikten sonra dinlemelerine bir engel kalmaz. Bu durumda bir müdahaleleri olmaması için bize şu emir verilmiştir: “Kur’ân okuyacağın zaman taşlanmış Şeytan’dan Allah’a sığın.” (16/98)
       —————————————————————————————————————————————————       73. MÜZZEMMİL SURESİ  20: İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla,
    Hz. Peygambere hitap;
    1. Ey içine kapanan1 kişi! 2. Az bir kısmı dışında gece kalk! 3. Ya gecenin yarısı kadar ya yarısından biraz az, 4. Yahut yarısından fazla bir süre kalk da Kur’ân’ı tam tertil et (bağlantılarını güzel kurup yavaş yavaş açıkla!2). 5. Çünkü sana ağır bir görev yükleyeceğiz.

    6. Gece ortamı daha etkili ve (o sırada) okuma daha kalıcı olur. 7. Gündüzün uzayıp giden işlerin olur. 8. Sahibinin özelliğini3 aklından çıkarma ve her şeyinle O’na yönel! O, doğunun da batının da Sahibidir. O’ndan başka ilâh yoktur. Öyleyse O’nu kendine vekil et! 10. (İnsanların) Söylediklerine katlan ve onlardan güzellikle ayrıl. 11. O varlıklı yalancıları Bana bırak; onlara biraz süre ver!
    Açıklamalar 1;
    (1).Kendine verilen görev karşısında ne yapacağını düşünüp duran.

    (2).Bir sözü tertil, bağlantılarını güzel kurup yavaş yavaş açıklamaktır. Allah, kendi sözlerinden ibaret olan ayetlerin bağlantılarını güzel kurmuş, onları, açık ve anlaşılır bir metotla hikmet metodu ile yavaş yavaş indirmiştir. Burada Allah, Kur’an’ın tertil ile okunmasını emretmektedir.
    (3).”En güzel isimler (özellikler) Allah’a aittir.  Ona, onlarla dua edin. Allah’ın özellikleri hakkında saptırma yapanları bırakın. Onlara yaptıklarının cezası verilecektir.” 7/180
     ———————————————————————————————————————————————-

    Ayetleri görmezlikten gelen, kıyamet günü kendisini koruyamaz;
    17. Ayetleri görmezlikten gelirseniz, çocukları bile ihtiyarlatan bir günde kendinizi nasıl koruyacaksınız? 18. O gün gök yarılacak, Allah’ın verdiği söz yerine getirilecektir. 19. Bunlar, aklınızdan çıkarmamanız gereken bilgilerdir. Yapması gerekeni yapan Rabbinin gösterdiği yola girer.
      ——————————————————————————————————————————————-

    Öyleyse Kur’an’ı, kolayınıza geldiği zaman okuyun;
    20. Senin ve seninle beraber olanlardan bir kısmının, gecenin üçte ikisine yakınını, yarısını ve üçte birini uyanık geçirdiğini Rabbin elbette biliyor. Gece ile gündüzün ölçüsünü koyan Allah’tır. Sizin bunu tam başaramayacağınızı bildiği için yüzünüze baktı (da işinizi kolaylaştırdı). Artık Kur’ân’ı kolayınıza geldiği zaman okuyun. O, içinizden hastaların olacağını, kiminizin Allah’ın lütfundan yararlanmak için yeryüzünü dolaşacağını, kiminizin de Allah yolunda vuruşacağını bilir. Öyleyse Kur’an’ı, kolayınıza geldiği zaman okuyun. Namazı tam kılın, zekâtı verin ve Allah için güzel bir ödünç ayırın. Bugün kendiniz için yaptığınız her hayrı, yarın Allah katında daha iyisiyle ve çok daha büyüğü ile bulursunuz. Allah’tan bağışlanma dileyin. Çünkü Allah’ın bağışlaması çok, ikramı boldur.     
    Açıklamalar 2;    

    Namaz ibadeti (Müzzemmil 73/20):  Namaz, Tekbir ile başlayıp selam ile son bulan, belirli hareket ve sözlerden oluşan bedeni ibadetin adıdır.               Kur’ân-ı Kerîm’de namaz; zikir, tesbîh, kıyam, rükû, secde, iman ve en çok da “salât” (dua etmek, ibadet etmek, tâzim için eğilmek, kulluk, ibadet” anlamlarını taşıyan) kelimeler ile ifade edilmektedir. Namaz ibadeti sayesinde kişi Allah ile olan ilişkilerini sağlıklı bir şekilde sürdürür, cemaat duygusunu pekiştirir ve manevi dünyasını güzelleştirir.
    Namaz ibadeti ayrıca; imandan sonra, bütün ibadetlerin özünü teşkil eden Allah’ı anmanın ve şükrün en güzel göstergesi olan, kişiyi hem ruhen hem de bedenen arındıran, Allah’a en yakın olma anını temsil eden, her gün belirli vakitlerde kılınmak sureti ile kişinin hayatını disipline eden bir ibadettir.
     Kur’an’da; namaz kılarken Kur’an okunacağına dair bir ifade geçmez, ancak Kur’an’ın zikir olduğu bize tanıtılır. Bizde namaz kılarken, Allah’a yakarışta bulunurken rehberimizin Kur’an olduğunu anlarız ve namaz kılarken Kur’an okuruz.
     Namaz, Allah’a kulluk etmek, O’nun bildirdiklerini hatırlamak (zikir) için yapılan ibadettir. Namaz; bir Kur’an eğitimidir ve Allah’ı zikretmek için yapılan ibadettir. Kur’an’ın adı Zikirdir ve zikir olması için Kur’an, anlayarak okunmalıdır.
Namazın farz oluşu (73/20):
Namaz kılmak hicretten 1 yıl önce “…O namazı kılın ve o zekâtı verin” 73/20 ile farz kılındı. Namazın vakitli olarak farz kılınacağı Nisa 4/103 de, savaş anlarında bile kısaltılarak kılınacağı Nisa 4/102 de,  ömür boyu kılınacağı da Mearic70/23 te bildirilir. Namaz kılınmasına dair ilk bilgi, bisetin 5. yılında Mekke de inen Fatır 35/29 da “namazı tam kılın” şeklinde geçer. 2/238 den sonra, namazda iken, gelene selam vermek gibi söz ve hareketler yasaklanmıştır.                               

    Namazı kılmamak (73/20) : Namaz son derece önemli bir ibadettir. Müslüman için namaz kılmamak, nefes almamak gibi bir şeydir. Namazı terk etmek şirke düşmeye çok yakın ve şirkin çok yakınındaki bir günahtır. Müslüman namazını terk etmeyi aklının ucuna bile getirmemeli. Allah’ı çok seviyorum demekle olmaz. O çok sevdiğin uykundan kalkıp namazını kılabiliyor musun? O çok sevdiğin malından ihtiyaçlılara Allah rızası için verebiliyor musun? Müslümanım diyorsan namazı kılacaksın ve zekatını vereceksin. İşim vardı, diyorsun. İşini gücünü namaza tercih ediyorsan kusura bakma.                    
    “Eğer dönüş yapar, namazı kılar ve zekâtı verirlerse din kardeşleriniz olurlar. Biz ayetlerimizi bilenler topluluğu için açıklarız” 9/11.O’na yönelen kişiler olun, Namazı düzgün ve sürekli kılın. Müşriklerden olmayın”. Rum 30/30-31       

    Namazda niyet: Namazda niyet şarttır. Hz. Peygamber “Ameller niyetlere göredir” buyurmuştur. Niyet, kişinin ne yaptığının farkında olması, niyetini içinden geçirmesidir. Farz namazda “Allah’ım! Niyet ettim senin rızan için öğle namazını kılmaya”, nafilelerde “Allah’ım, niyet ettim senin rızan için 2 rekat namaz kılmaya” denilerek niyet edilir.
    Namazlarda rekat sayıları: Farz namazlar; sabah 2, akşam 3, diğer vakitler 4 er ve seferde akşam 3 diğer vakitler 2 rekattır. Düşman tehlikesi olan durumda sefer namazı 1 rekat kılınır. Nafile namazlar ise; öğleyin farzdan önce 2 ya da 4, farzdan sonra 2, ikindi de farzdan önce 2 ya da 4, Akşam farzdan sonra 2, yatsıda farzdan sonra 4, sabah farzdan önce 2 rekattır.                                                        A. Bayındır
    S. Ateş ve İ. Balcı’ya göre farz namazlarda rekat sayıları: Nisa 4/102. ayete göre farz namazları 2 şer rekattır ve Hz. Peygamberimizde Mekke döneminde 5 vakit namazı 2 şer rekat kıldırmıştır. Medine döneminde ise akşam ve sabah namazlarını yine 2 şer rekat kıldırmıştır. Öğle, ikindi ve yatsı namazlarını ise kendi içtihadıyla 4 er rekat kıldırmıştır. Akşam namazının 3. Rekatı ise vitr namazıdır.
    Namazda “huşu” ve “Hudu”: Huşu, her uzvun saygı ve tevazu içinde olmasıyla, Hudu ise Allah’ın emir ve yasaklarına yani Allah’ın koyduğu sınırlara uymakla olur. Söylenen yerlere bakar, gözlerde etrafa kaymazsa namazda hûşu hali hasıl olabilir ve kalp dünya düşüncelerinden kurtulabilir. Hûşu azalarla, hudû ise kalple olur. Namaz; hûşu ve hudû ile kılınmalı ve namazda her uzuv tevazu içinde, kalpte Allah Teala’dan korku üzere olmalıdır. Müslüman namazını kalbi ve kalıbı ile beraber kılmalı. Sahabe, kendilerini namaza verir, gözlerini secde yerine diker, Allah’ın kendilerine baktığını düşünerek namaz kılardı.                                                                                                                                    
Namazda Kur’an okunması:
Namaz Kur’an eğitimidir. 73/20 ayeti gereği namazda Kur’an okunmalıdır ve isteyen Kur’an’dan dilediği ayetleri okuyabilir. 7/204-205 e göre imamın; Kur’an’ı sesli okuduğu (akşam, yatsı, sabah) namazlarında cemaat susup dinleyecek, sessiz okuduğu (öğlen, ikindi) de cemaat 17/110 a göre fatihayı ve zammi sureyi kendisi duyacak.      

    Okunacak ayetlerin manasını bilmek: Namazda manasını bilmeden Kur’an okumayı Kur’an eleştirmektedir. Böyle kılınan namazın kabul edilmesi Allah’a kalmıştır.Müminler! Sarhoşsanız, ne dediğinizi bilinceye kadar…namaza yaklaşmayın..” 4/43
İbadet de eden bu gibi kimselerin çekecekleri var. Bunlar ibadetlerini önemsemezler. Onlar gösteriş yaparlar”107/4-6.    
     Namaz ve Kur’an; namaza salat denmesi, hiçbir şart altında terk edilemeyen ve her gün, belli vakitlerde yerine getirilmesi gereken tek ibadet olmasından dolayıdır. Namazı emreden Kur’an olduğu için Kur’an daha önemlidir. Ona uymak için içeriğini bilmek ve o bilgiyi sürekli tazelemek gerekir. Zaten namaz, bunun için kılınır. Allah Teâlâ Hz. Musa’ya şu emri vermiştir: “…  namazı, benim zikrim için (ayetlerimi kafana yerleştirmen için) düzgün ve sürekli kıl!” (20/14). Nebimize olan emir de şöyledir: “Bu kitaptan sana vahyedileni bağlantılarıyla birlikte oku. Namazı da düzgün ve sürekli kıl. Namaz, fuhşu ve kötü davranışları engeller. Hiç şüphe yok ki Allah’ın zikri (kitabı) en önemlisidir. Allah, ne yaptığınızı bilir” (29/45). Manası anlaşılmadan okunan ayetler, fuhşa ve kötü davranışlara engel olamaz. Arapça bilmeyenler, namazı, Kur’an’ın kendi dillerine çevrilmiş meali ile kılarlar.

     Namazdan sonra tesbih çekmek: İmam selam verince namaz biter. Müezzinin yönetiminde teşbih çekmek sadece Türkiye de vardır.
Allah Resulü hiç kimseye teşbih çektirmemiştir. Bizim taklit edeceğimizde O’dur.                                A. Bayındır           
      ——————————————————————————————————————————————— 
    74. MÜDDESİR SURESİ (Örtünüp bürünen/56): İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
     Hz. Peygambere hitap;                                                                    
    1. Ey örtüsüne bürünen kişi! 2. Kalk da insanları uyar! 3. Rabbinin (Sahibinin) büyüklüğünü anlat! 4. Elbiselerini temiz tut! 5. Pis şeylerden uzak dur! 6. İyiliği, daha fazlasını isteyerek (kazanç beklentisiyle) yapma! 7. Rabbinin(Sahibinin) rızası için sabırlı ol!

    ——————————————————————————————————————————————–
    Tek olan o kişinin ahretteki durumu;
    8. Sura üfürüldüğü gün… 9. İşte o gün zor gündür. 10. Hele kâfirler için; hiç de kolay olmayacak! 11. Tek olarak yarattığım o kişiyi1 bana bırak2. 12. Ona ardı arkası kesilmeyen mallar, 13. Yanından ayrılmayan oğullar verdim. 14. Her şeyi önüne serdim. 15. Hâlâ da artırmamı bekliyor! 16. Asla! Çünkü o, ayetlerimiz karşısında inatçılık ediyor. 17. Onu dik yokuşa süreceğim. 18. O düşündü, ölçtü biçti. 19. Kahrolasıca, ne biçim ölçtü biçti! 20. Ah kahrolasıca, ne biçim ölçtü biçti! 21. Şöyle bir bakındı. 22. Sonra kaşlarını çattı, suratını astı; 23. Daha sonra geri döndü ve bü­yük­lendi. 24. Arkasından şöyle dedi: “Bu olsa olsa etkilenilen bir büyü olur!” 25. “Bu, olsa olsa bir insan sö­zü olur!” 26. Onu Sakar’da kızartacağım.
    Açıklamalar 1;
    (1). Velîd b. Mugīre: Hz. Peygamber’in davetini kabul etmez. Kibir, ihtirası ve şirk ile kirlenen ve bozulan ruhu ile Kur’ân için sihir der. Kur’an’a hasım, Allah Resulüne rakip olur. Putperestliğin hâmisi Ebû Cehil’e akıl hocalığı yapar. “Nasıl olur! Ben Kureyş kabilesinin büyüğü ve başkanı olduğum halde Muhammed’e vahiy gelsin!” der.

    Kureyşlilerin Resûlullaha karşı düşmanca faaliyetlerine aktif biçimde katılır. Hz. Peygamber’in amcası Ebû Tâlib’e üç defa başvuran Kureyş heyetinde yer alır. Üçüncü gidişte yanına genç ve yakışıklı oğlu Umâre’yi de alır. Heyet, Ebû Tâlib’den, bu genci almasını ve öldürülmek üzere yeğenini teslim etmesini isterler ama Ebû Tâlib bu teklifi şiddetle reddeder.               
    Kureyşlilerin ileri sürdüğü kâhin, deli, şair gibi nitelemeler karşısında “Onun evlâdı babadan, kardeşi kardeşten, karıyı kocadan, kişiyi ailesinden ayıran bir büyücü olduğunu söyleyelim” gibi öneriyi ileri sürer. Bu sırada 74/11-26 ayetler nazil olur.
    Rabbine günahkâr olarak gelenin yeri cehennemdir. Orada ne ölür, ne de hayat sürer.” (20/74)
    (2).Herkes, onun gibi tek olarak yaratılır.
    ——————————————————————————————————————————————

    Doğrulardan yana olanlar;
    38. Herkes kendi yaptığına karşılık rehindir. 39. Doğrulardan yana olanların hali başkadır.
     “(O zaman) Siz, üç sınıf olursunuz: (Birincisi) uğurlular sınıfıdır. Ne mutlu o uğurlu olanlara! (İkinci sınıf) uğursuzlardır. Ne yazık o uğursuzlara! Bir de önde gidenler (sınıfı) var; hep önde gidenler!” (56/7-10)

     —————————————————————————————————————————————
     Suçluların, Sakara sürüklenme nedenleri;
     41. suçlu olanları… 42. Onlara, “Sizi Sakar’a sürükleyen ne oldu?” diye sorarlar. 43. Onlar da, “Biz namaz kılan kişiler değildik.” derler. 44. “Yoksulları doyurmazdık. 45. Dünyaya dalanlarla dalar giderdik. 46. Hesap günü konusunda da yalan söylerdik1. 47. Sonunda ölüm geldi çattı.” derler.

    48. Artık şefaatçilerinin şefaati onlara bir fayda vermez. 49. Bunlar nelerine güveniyorlar da akıllarında tutmaları gereken bilgiden (Kur’an’dan)2 yüz çeviriyorlar? 50. Ürkmüş eşekler gibi davranıyorlar, 51. aslandan ürküp kaçan eşeklere benziyorlar. 52. Aslında onlardan her biri, kendine açık seçik sayfalar verilmesini ister. 53. Hayır (herkese sayfa verilmez)! Aslında onlar ahiretten korkmuyorlar.
    Açıklamalar 1;
.  (1).“Cehenneme her bir bölük atılınca bekçiler: “Size bir uyarıcı gelmedi mi?” derler. Onlar: “Evet, uyarıcı geldi ama yalana sarıldık; Allah bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapkınlık içindesiniz, dedik. Eğer söz dinleseydik ya da aklımızı kullansaydık, şimdi  bu alevli ateş ahalisi içinde olmazdık” derler. Böylece suçlarını itiraf ederler. Alevli ateş ahalisi için bundan sonrası perişanlıktır.” (67/8-11)

    (2). …“Akılda tutulması gereken bilgi” Kur’an’dır. Bunu şu ayetlerden açıkça öğreniyoruz:  “Görmekte olduklarınıza yemin etmeye gerek yok! Görmediklerinize de (bunların önemi ortadadır). Asıl önemlisi, Kur’an’ın değerli bir elçinin (Cebrail’in) sözü olmasıdır. O bir şairin sözü değildir. Ne kadar az inanıp güveniyorsunuz! Bir kâhinin sözü de değildir. Bilginizi ne kadar az kullanıyorsunuz! Bütün varlıkların Sahibi tarafından indirilmiştir. (Muhammed,) Bize karşı bir takım sözler uydursaydı onu kıskıvrak yakalar,  şah damarını koparırdık. İçinizden hiç biri de bunun önüne geçemezdi. Kur’an, Allah’tan çekinerek kendini koruyanlar için bir tezkiredir (akıllarında tutmaları gereken bilgidir.)  Çok iyi biliyoruz ki içinizde yalancılar var. Kur’an, ayetleri görmezlikten gelen bu kişilerin de yalanını ortaya çıkarır. Çünkü o, kesin gerçektir.” (69/38-51)              
     ——————————————————————————————————————————————–

    Kur’an doğru bilgidir. Gerekeni yapan, o bilgiyi kafasına yerleştirir;
    54. Hayır hayır, o (Kur’an) akılda tutulması gereken bilgidir. 55. Gerekeni yapan herkes o bilgiyi kafasına yerleştirir. 56. Allah gerekli desteği vermezse1 kimse bu bilgiyi kafasına yerleştiremez. Destek verdiği kişi de Allah’a karşı yanlış yapmaktan kaçınan ve affedilmeyi hak edendir.

    Açıklamalar 1;
   (1).Burada yaratılması beklenen şey, o bilgiyi kavrama.

    Kur’an’daki bilgiler: Bunlar, aklınızdan çıkarmamanız gereken bilgilerdir. Kur’ân, herkesin işine yarayacak doğru bilgidir (zikirdir). Sizden doğruluğu tercih edenler için. Sizin yaptığınız tercih ancak varlıkların Sahibi olan Allah’ın yaratması ile gerçekleşir 81/27-29.
    Allah’ın doğru bilgisini kafaya yerleştirip, Allah’ın istediği gibi yaşayacaksın. Kendi arzuna göre din oluşturamazsın.
       —————————————————————————————————————————————-
    75. KIYAMET SURESİ 40: İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
     Allah, parmak uçlarını bile eski haline çevirmenin ölçüsünü koymuştur;
    3. İnsan, kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor?
4.
Evet toplarız, parmak uçlarını bile eski hali ile eşitlemenin ölçüsünü koyan biziz.
     —————————————————————————————————————————————-

    Kıyamet günü insanın durumu;
    5. Aslında insan, ilerisinde de günah işlemek ister. 6. “Kıyamet (mezardan kalkış) günü1 ne zaman?” diye sorar. 7. Gözler çakmak çakmak olunca, 8. ay tutulmuş, 9. güneş ile ay bir araya getirilmiş olur. 10. İnsan o zaman: “Kaçacak yer nerede?” der. 11. Hayır, artık sığınılacak yer kalmamıştır. 12. O gün, varıp durulacak yer Rabbinin huzurudur. 13. O gün insana, neye öncelik verdiği neyi ertelediği tek tek bildirilir. 14. Aslında insanın kendisi, kendi aleyhine görgü şahididir. 15. Özürlerini sayıp dökse de bir şey değişmez.
    Açıklamalar 1;
    (1).Şeytanın; Allah’ın kendini Kıyamet gününe kadar yaşatılacağını öğrenince, doğru yolun üstüne oturup, orada olanları saptırmak için elinden geleni yapacağını söylemesi (7/14-17) bundandır. Yoldan çıkan herkes, aynı davranışı gösterir.

    Şöyle denir: “Oku amel defterini!” deriz. Bugün kendi hesabını görmeye kendin yetersin.” 17/15
     “Günahkarların, defterde olanlardan korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki ‘Eyvah! Bu nasıl defter ki küçük-büyük bırakmadan hepsini sayıp dökmüş” (18/49)
     ——————————————————————————————————————————————
    O gün bazı yüzler parlak, bazı yüzlerde asık olacaktır;
    20. Hayır (yanlış yapıyorsunuz)!, bir an önce elinize geçecek şeyleri seviyorsunuz. 21. Ahireti bir kenara bırakıyorsunuz.
    22. O gün birtakım yüzler parlaktır. 23. Rablerine (Sahiplerine) bakmaktadır. 24. O gün bazı yüzler de asıktır. 25.Onlar da bel kemiklerinin kırılacağını sanacaktır.
      —————————————————————————————————————————————–

      İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor?
    26. Hayır, hayır! Can boğaza gelip köprücük kemiklerine dayandığı zaman: 27. “Kim okuyucu? (buna okusun!)” denir. 28. Halbuki o şahıs, ayrılık vaktinin geldiğini anlamıştır. 29. Bir bacağı diğerine dolaşmıştır. 30. O gün varılacak yer Rabbinin huzurudur.
31. O, doğruları kabul etmemiş ve onların arkasında durmamıştı1.
32. Ama yalan söyleyip sırt çevirmişti. 33. Sonra da çalım satarak ailesine gitmişti. 34. Sana layık olan budur, layık olan bu! 35. Evet, sana layık olan budur, layık olan bu!

    36. İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor? 37. Ölçülendirilen bir meniden oluşan döllenmiş bir yumurta değil miydi? 38. Sonra kan pıhtısı görüntüsünde rahme asılı hale geldi, arkasından Allah şeklini verip organlarını tamamladı. 39. Böylece ondan (insandan) çiftleri; erkeği ve dişiyi oluşturdu.
    40. Bunları yapan, ölüleri diriltmenin ölçüsünü koyamaz mı?
      Açıklamalar 1;
    (1). Âyetin metninde geçen salât ifadesiyle verilen emir, Allah’ın verdiği görevleri, onun rızası için sürekli yapmaktır. Her Müslümanın hiç aksatmadan yapması gereken tek ibadet namaz olduğu için ona salat denir.   

      ———————————————————————————————————————————————–
    76. İNSAN SURESİ 31: İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
    İnsanın dinleyen ve gören bir varlık olarak yaratılış gayesi;

    1. İnsan, henüz zikre konu olan1 bir şey değilken uzun bir zaman geçti değil mi? Biz insanı, çok karışımlı döllenmiş yumurtadan yarattık. Yıpratıcı bir imtihandan geçireceğiz; o nedenle onu dinleyen ve gören2 bir varlık haline getirdik. 3. Ona doğru yolu gösterdik; ister görevini yapar, isterse o yolu görmezlikten gelir (kâfir olur).
    Açıklamalar 1;
   (1). Allah Teala şöyle demiştir:  “Sizi, analarınızın rahminde, tercihine göre biçimlendiren O’dur. O’ndan başka ilah yoktur.” (3/6)2.  1970 yılında doğan bir insan açısından, kendisi ile ilgili hiçbir bilgi yokken, yer ve gökler yaratılalı çok uzun zaman geçmiş olur. O insan ana rahmine düşene kadar, sözü edilir bir varlık bile değildir. Her şeyin ezelden itibaren yazılı olduğu iddialarını boşa çıkaran bu ayetten anlaşılacağı üzere Allah Teala her şeyi ezelden yazıp kenara çekilmiş değildir. İş ve oluş sürekli O’nun yönetimi altındadır (11/123) ve O, sürekli işinin başındadır. İnsan yaratılır ve yıpratıcı bir imtihandan geçirilir. Sonra ölür ve toprak olur. İmtihanın sonucunu görmek için son kez yaratılacaktır.

O insan, önceleri hiç bir şey değilken kendini yarattığımızı aklına getirmez mi?” (19/67)
    (2). Basiretli: Hayvanlar bakarlar ama basiretli değillerdir. Oysa insanların görme engellileri bile basiretlidir. Görme anlamı verdiğimiz basiret kelimesi, arka planını görme, vizyon sahibi olma anlamlarına gelir. Örneğin koyunlardan birini keserken, diğer koyunlar otlamaya devam ederler. Bu, görmediklerinden değil basiretli olamadıklarındandır. Gözleri olan bedeni basiretli yapan Ruh’tur (32/9). Kendisine verilen basiret ve dinleme özelliklerini kullanmayan insanlar Allah tarafından yerilmiştir (7/79, 25/44).

     ———————————————————————————————————————————————– 
    Cennete gidecek kulların özellikleri;
    7. Onlar, verdikleri sözü tutan ve dehşeti her yeri kaplayacak bir günden korkan kullardır. 8. Çaresizleri, yetimleri ve esirleri, seve seve doyururlar. 9. (Şöyle derler:) “Biz sizi, sırf Allah yüzümüze baksın diye doyuruyoruz. Yoksa sizden bir karşılık da, teşekkür de beklemiyoruz.” 10. Çünkü bizler, zor ve insanı iyice bunaltacak bir günde, Rabbimizden (Sahibimizden) gelecek cezadan korkuyoruz”. 11. Allah da onları o günün sıkıntılarından korur; zengin ve mutlu edecek şeylerle karşılar.
    *Hz. Ali ve eşi Hz. Fatıma oruç tutuyorlardı. 3 gün boyunca iftarlıklarını tam iftar anında gelen dilencilere verirler ve 3 gün iftarsız oruç tutarlar. Bu surenin 9-11. ayetlerinin bu konuda inmiş olduğu rivayet edilmiştir.  
    ———————————————————————————————————————————————–

    Gece kalk namaz kıl, Kur’an çalış;
    24. Rabbinin kararı gereği, sen sabırlı (kararlı) davran. Günahkara da ayetleri görmezlikte direnene de boyun eğme. 25. Kuşluk ile öğle vaktinde ve ikindide Rabbinin adını zikret1 (namaz kıl2, onun sözleri hep aklında olsun). 26. Gecenin bir kısmında O’na secde et (namaz kıl)3. Gecenin uzun bölümünde de O’na ibadet et4 (namaz kıl, Kur’an’a çalış.). 27. O insanlar (sana boyun eğdirmeye çalışan günahkarlar ve kafirler) bir an önce ellerine geçecek şeyler5 isterler, önlerindeki ağır günü hesaba katmazlar.
    Açıklamalar;
    (1). Zikir, bağlantılarıyla birlikte düşünülüp öğrenilen doğru bilgi, o bilgiyi kullanıma hazır tutmak, akla veya dile getirmektir. Zikretmek, o bilgiyi dikkate alıp kullanmaktır. Doğru bilginin kaynağı Allah’ın ayetleridir. Bunlar, yaratılan ayetler ve indirilen ayetler olmak üzere iki türlüdür. Her birinden elde edilen doğru bilgi zikirdir (21/24, 6/80). İnsanı, sadece bu bilgi tatmin eder (13/28). Allah’ı zikretmek; onu, kitabını ve yarattığı ayetleri dikkate almak, akıldan çıkarmamak ve onların üzerine düşünmektir. İnsan bunlardan bildiği kadarıyla sorumludur (2/209). Namaz da, Allah’ı zikir için, onun sözlerini kafaya yerleştirmek için kılınır (20/14).
    (2). Tesbih emri kuşluk, öğle ve ikindide kılınan nafile namazlara işaret eder. 7/205 ve dipnotları,
    (3) Ayettin ilk cümlesinde ‘secde et’ buyrulduğundan bunlar gece namazları olan akşam, yatsı ve sabah namazlarıdır.
    (4).Ayetin ikinci cümlesinde ‘tespih et’ buyurulmaktadır. Tespih, namaz da dahil Allah’a yapılan sürekli ibadetler, O’na boyun eğmek, kulluk etmek, O’nun indirdiğini anlayarak ve tekrar tekrar okumak anlamlarına gelir.     (5). Dünya hayatının nimetlerin.
    ———————————————————————————————————————————————–
   77. MÜRSELAT SURESİ  50: İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla,       
    Allah’ın yemin ayetleri;
   1. İyiliği yaymak için görev üstlenenler1, 2.işleri sürükleyip götürenler2.  .3. iyiliği her tarafa yayanlar, 4. iyi ile kötüyü birbirinden ayıranlar3, 5. ve arkalarında doğru bir bilgi bırakanlar; işte bütün bu kişiler önemlidir. 6. O bilgi, özür için de uyarı için de olabilir.

    Açıklamalar 1;
(1).
Her Müslüman, böyle bir görevle görevlendirilmiştir ama hepsi bunu yapmaz. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Hoşgörülü ol, iyiliği emret; kendini bilmezlerden de yüz çevir.” (7/199).

    (2).Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: Her Müslüman, böyle bir görevle görevlendirilmiştir ama hepsi bunu yapmaz. Allah Teâlâ buyuruyor ki “Hoşgörülü ol, iyiliği emret; kendini bilmezlerden de yüz çevir.” (7/1999),  “Rabbiniz tarafından bağışlanma hakkını ve genişliği göklerle yerin arası kadar olan Cenneti elde etmek için yarışın. Cennet, Allah’tan çekinerek kendini koruyanlar için hazırlanmıştır.” (3/133)
   (3). (Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Müminler! Allah’tan çekinerek kendinizi korursanız size doğruyu yanlıştan ayırma gücü (furkan) verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Allah’ın ikramı büyüktür.” (8/29)      
     ————————————————————————————————————————————————-
    Ayırma günü nedir? Suçluların ayırıldığı gün;
    7. Tehdit edildiğiniz şey kesinlikle başınıza gelecektir. 8. Yıldızlar söndürülünce, 9. gök açılınca, 10. dağlar parçalanıp savrulunca1. 11. kendilerine elçi gönderilenler2 için belirlenen gün gelince3 (tehdit edildiğiniz şey başınıza gelir.).

    12. Buluşma hangi güne bırakıldı? 13. Tabii ki ayırma gününe. 14. Ayırma günü nedir, sen nereden bileceksin? 15. O gün yalancılar çok çekecekler. 16.Sizden öncekileri etkisizleştirmedik mi? 17. Sonrakileri de onlara katacağız.18. Bunu, bütün suçlulara yapacağız. 19.O gün yalancılar çok çekecekler.
     Açıklamalar 1;
    (1).
“Sana dağları soruyorlar. De ki “Rabbim (Sahibim) onları kül gibi savuracaktır, Yerlerini de aynı seviyede dümdüz bırakacaktır.” (20/105-106).

     (2).Resul, hem elçi gönderilen kişiyi hem de kendilerine elçi gönderilenleri içine alır. Bir gün gelip hesap verileceğini ancak bu bilgiyi getiren elçiler ve bu haberi duyan veya okuyanlar bilebilir. İşte bu büyük bir haberdir. Bkz.  (78/2). “Biz elçi göndermeden azap etmeyiz” (17/15). Hesap gününün varlığını ancak onlar bilebilirler..
     (3). Kendilerine elçi gönderilenlere elbette soracağız. Elbette elçilere de soracağız. (7/6) 
      ———————————————————————————————————————————————-

    İnsanın yaratılışı;
    20. Sizi dayanıksız bir sudan yarattık, değil mi? 21. Sonra onu sağlam bir yere (ana rahmine) yerleştirdik.

    22. Belli bir süreye kadar orada kaldı. 23. Ölçülerinizi orada belirledik1. Güzel ölçüler koyan biziz!
    (1). İnsanın ölçülerinin ve şeklinin belirlenmesi ana rahminde olur (3/6).

     ———————————————————————————————————————————————-
    O gün yalancılar çok çekecekler;
    24. O gün yalancılar çok çekecekler. 25. Yeryüzünü toplanma ve kalma yeri yapmadık mı? 26. Diriler ve ölüler için… 27. Orada yüksek dağlar oluşturduk. Size tatlı sular içirdik, değil mi? 28. O gün yalancılar çok çekecekler. 29. Yalan saydığınız yere gidin şimdi! 30. Gidin de üç bölümlü gölgeye varın. 31. Gölgelendirmeyen, alevden de korumayan yere. 32. Orası kalaslar gibi kıvılcımlar saçar. 33. Her biri sarı renkli gemi halatına benzer.

     34. O gün yalancılar çok çekecekler. 35. Bu, onların konuşamayacakları gündür. 36. Özürlerini ortaya koymalarına dahi izin verilmez. 37. O gün yalancılar çok çekecekler. 38. İşte ayırma günü budur. O gün sizi de sizden öncekileri de bir araya toplayacağız. 39. Bir oyununuz varsa (o günü beklemeyin) şimdiden oynayın. 40. O gün yalancılar çok çekecekler.
     41. Kendini koruyanlar1 gölgeliklere, pınar başlarına gidecekler. 42. Orada canlarının istediği meyveler olur. 43. “Yaptıklarınıza karşılık, gönül rahatlığıyla yiyip için.” (denir). 44. Biz, güzel davrananları işte böyle ödüllendiririz.
     45. O gün yalancılar çok çekecekler. 46. “Ey yalancılar! Biraz daha yiyip için, keyfinize bakın. Sizler suçlusunuz.” 47. O gün yalancılar çok çekecekler. 48. Onlara, “Allah’a boyun eğin!” denince boyun eğmiyorlar. 49. O gün yalancılar çok çekecekler. 50. Bunlar artık hangi söze inanırlar!
    (1). “Takva sahibi olanlar, kendini koruyanlar, doğal yapıyı bozmayanlar, Allah’tan çekinerek korunanlar”.2/2
     ———————————————————————————————————————————————
    78. NEBE SURESİ 40: İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla;
    Büyük haber: Allah’tan başka ilah olmadığı;                                         
    1. Neyi soruşturuyorlar? 2. O büyük haberi1 (Allah’tan başka ilah olmadığı haberini). 3. Yani üzerinde anlaşamadıkları şeyi mi? 4. Yok; yakında öğrenecekler. 5. Yok, yok (Allah ile araya kimsenin giremeyeceğini) eninde sonunda öğreneceklerdir.

    Açıklamalar 1;
    (1).
“Büyük haber”; Allah’ın tek ilah olduğu, ondan başka ilah olmadığı ve onun her şeye tam hâkim olduğudur.
Mekkeliler ellerinde bir delil olmadığı halde Allah ile aralarına girecek  aracılara ve kurtarıcılara inanırlardı. Allah’tan başka ilah olmadığının, araya kimsenin giremeyeceğinin doğru olduğunu anlıyorlardı ama bu onların sistemlerini çökertiyordu. Allah Teâlâ Nebî’mize şöyle buyururdu: De ki: “Ben sadece uyarıcıyım. Tek olan ve her şeye tam hâkim olan Allah’tan başka ilah yoktur. O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Sahibidir, güçlüdür ve çok bağışlar:

    “(Ya Muhammed!) Sen şöyle de: “Ben sadece bir uyarıcıyım. Allah’tan başka ilah yoktur; tektir, her şeyi emri altına almış olandır, göklerin, yerin ve ikisinin arasında olanların sahibidir, daima üstündür, çokça bağışlayandır. ”De ki: “O (buraya kadar anlatılanlar) büyük bir haberdir. Ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz”. 38/65-68).
     ———————————————————————————————————————————————
    İnsanlara hitap;
    6. Yeryüzünü bir beşik1 haline getirmedik mi? 7. Dağları da birer kazık yaptık. 8. Sizleri (ruh ve beden şeklinde) eşleşmiş2 olarak yarattık. 9. Uykunuzu hayattan kopuş gibi yaptık3. 10. Geceyi bir örtü haline getirdik. 11. Gündüzü, çalışıp kazanma vakti yaptık.

    12. Üstünüzde sapasağlam yedi gök bina ettik4. 13. Bir de ısı ve ışık yayan bir kaynak5 oluşturduk.
    14. Birbirini sıkıştıran bulutlardan boşalan sular indirdik. 15. Bunu, tohumu ve bitkiyi onunla çıkaralım. 16. ve sarmaş dolaş bahçeleri oluşturalım diye yaptık.
     Açıklamalar 1;
    (1). Kur’an 1400 yıl önce, dağların kazık olduğunu bildirmiştir. Bu bilginin mahiyeti ancak yakın yüzyılda bilinebilmiştir.      Bugün biliniyor ki dağların yüksekliğinden daha büyük kökleri vardır. Everest dağı yüksekliği 9 km, kök genişliği 125 km’dir.

Dünya, bir beşik gibidir; yılda iki kere dik olur, iki kere de yanlara doğru eğilir. Dünyanın günlük eğimi, gölge açılarıyla belirlenebilir. Bu durum, mevsimleri oluşturarak dünyayı yaşanabilir bir yer haline getirir. Dünya beşik gibi olmasaydı mevsimler oluşmaz ve burada yaşanamazdı. Evren; gökler, yer ve ikisinin arasındakiler üçe ayrılır. İlgili âyetlerin bir kısmı şöyledir:
     “Sizin ilahınız tek bir ilahtır. O, göklerin, yerin ve ikisinin arasındakilerin Sahibidir. Güneşin doğuş noktalarının da Sahibidir. Biz, en yakınınızdaki göğü (birinci katı) bir süsle; yıldızlarla süsledik” (37/4-6).Yedi kat göğü tabaka tabaka nasıl yarattığını görmediniz mi? Onların (göklerin) içinde Ay’ı ışık yansıtıcısı, Güneş’i de ışık kaynağı yaptı” (71/15-16).
Gökler ve yer, beşik hareketini birlikte yaparlar, bu nedenle kutup yıldızının dünya ile yaptığı açı, hiç değişmez. Ay, Güneş ve uyduları farklı hareket ettikleri için yıldızların ve ağaçların Güneşle yaptıkları açının daima değiştiğini, Güneşin, her gün farklı noktalardan doğup battığını görürüz.
    (2). Bu, ruh ile bedenin eşleşmesidir. “Allah sizi topraktan, sonra döllenmiş yumurtadan yaratmış . Sonra da (ruhunuzla) eşleşmiş hale getirdi.” (35/11) Ruh, organların tamamlanmasından sonra üflenir.
    (3). “Geceyi size örtü, uykuyu hayattan kopuş gibi, gündüzü de kalkıp yayılma vakti yapan O’dur” (25/47)
    (4). “Yeryüzünü altınızda bir yaygı, göğü de bina gibi yapılandıran O’dur.” (2/22).
    (5).”(Yedi kat göğün) içinde Ay’ı ışık yansıtıcısı, Güneş’i de ışık kaynağı yaptı” (71/16).
      ——————————————————————————————————————————————–

    İyi ile kötünün ayrılacağı gün;
    17. İyi ile kötünün ayrılacağı gün bellidir. 18. O, sura üfleneceği gündür; arkasından bölük bölük gelirsiniz. 19. (O gün) Gök açılmış, kapılar oluşmuştur1. 20. Dağlar yürütülmüş, (yok olmuş ve) toprağa karışmış olur. 21. Cehennem de gözetleme durumundadır.

    Açıklamalar 1;
     (1). Gökyüzü, yaratılmadan önce duman halindeydi. Yerin başka yere dönüştürüldüğü, göklerin de dönüştürüldüğü günde yani Kıyamet gününde yaratılış tekrarlanacaktır. (41/11, 14/48),
 “Sıralar halinde Rabbine sunulurlar. Onlara şöyle denir: “İşte bize geldiniz; ilk yarattığımız gibisiniz….!”(18/48)
      ————————————————————————————————————————————————
     Haddini aşanlar cehennemde olacak;
    22. Orası, haddini aşanların varacağı yerdir. 23. Orada çağlar boyu kalacaklar, 24. serinliğin de içeceğin de zevkini tadamayacaklardır. 25. Sadece çok sıcak ve çok soğuk olacak, 26. suçlarıyla orantılı ceza1 göreceklerdir.

    27. Onlar, hesaba çekilmeye ilgi duymazlardı. 28. (Bu yüzden) Âyetlerimiz karşısında yalan yanlış şeylere sarılmışlardı.          29. Her şeyi tek tek yazıya geçirmişizdir. 30. (Onlara Cehennemde şöyle denecek:) Tadın bakalım; size daha ne azaplar tattıracağız!
    Açıklamalar 1;
    (1). Allah’ın ödülü de cezası da, kulun fiili ile orantılıdır: “Kim bir iyilikle gelirse ona, on katı verilir. Kim de kötülükle gelirse sadece bir katı ile cezalandırılır. Kimseye haksızlık yapılmaz.” (6/160).                                                     
      ——————————————————————————————————————————————–

    Kendini korumuş olanlar, başarıya ulaşanlardır;
    31. Müttakiler (kendini yanlışlardan koruyanlar) bir kurtuluş yeri vardır. 32. Onların bahçeleri ve bağları, 33. Yüksek seviyede hizmet yapan, birbirleriyle yaşıt dişi varlıklar (huriler)1 olacak, 34. dolu dolu kadehlerle (çevrelerinde dolaşacaklar),          35. Orada ne bir boş söz ne de yalan işiteceklerdir.

    36. Bu, Rabbinin (Sahibinin), işe göre hesaplanmış ödülüdür. 37. Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Sahibi olan Rahman’ın ödülüdür. (Ödül ve ceza sistemi konusunda) hiç kimse O’na tek kelime edemeyecektir.
    (1).Her müminin emrine verilecek huriler; kadın hizmetçilerdir. Bir ayette “Bunlardan önce onlara ne bir insan ne de cin dokunmuştur” (55/72) buyrulması, onların Cennette yaratılmış hizmetçiler olduğunu gösterir. 

      ———————————————————————————————————————————————–
    O gün, kafir olan kişi “Keşke toprak olsaydım!” diyecek;    
    39. O gün bunların hepsi bir bir gerçekleşecektir. Bunları gereğini yapan kendini Rabbine (Sahibine) yöneltecek yola girer.          40. Biz sizi, yakın bir azapla uyarmış olduk. O gün kişi, yaptığı her şeyi görecek, kâfir olan da “Keşke toprak olsaydım!” diyecektir.
        ——————————————————————————————————————————————-

    79. NAZİAT SURESİ  46: İyiliği sonsuz, ikramı bol Allah’ın adıyla,
     Allah’ın yemin ettiği ayetler;
    1. Kökten çözüm getirenler, 2. İşini zevkle yapanlar, 3. Kolayca iş başaranlar, 4. Yarıştıkça yarışanlar, 5. ve işi çekip çevirenler hakkı için1;

    Açıklamalar 1;
    (1). Buraya kadar olan beş âyette Allah yemin etmektedir. Allah’ın bir şeye yemin etmesi, sadece o şeyin önemine vurgu yapmak içindir.

     ——————————————————————————————————————————————–
    Kafirler “Mezarda iken tekrar hayata mı döndürüleceğiz?” derler;
    6. şiddetli bir sarsıntının sarsacağı gün, 7. bir artçı sarsıntı olacaktır. (O sarsıntı ile herkes mezarından kalkacak). 8. O gün, bazı kalpler hızla çarpacak, 9. gözleri yere çakılacaktır. 10. Şimdi diyorlar ki: “Biz mezar çukurunda iken gerçekten tekrar hayata mı döndürüleceğiz. 11. Hem de çürümüş kemikler haline gelmişken! Öyle mi?” 12. “O zaman bu, zararlı bir tekrar olur!” diyorlar. 13. (Bakın!) O iş, bir tek sese1 bakar. 14. Hepsi birden yeryüzüne çıkar.
    Açıklamalar 1;
    (1).
Allah Teâlâ buyuruyor: “Sura üflenince bunlar; derhal kabirlerinden kalkar ve hızla Rablerine (hesap verecekleri yere) doğru akın ederler. ‘Eyvah! Yatağımızdan bizi kim kaldırdı?’ derler. Onlara şöyle denir: “İşte bu, Rahman’ın tehdit ettiği şeydir. Demek ki elçiler doğru söylemişler.” (36/51-52)
     ——————————————————————————————————————————————-

    Allah’ın yarattığı ayetler;
    27. (Şimdi düşünün:) Sizin yapınız mı daha sağlam yoksa göğün yapısı mı1? Onu Allah yaptı. 28. Tavanını yükseltti ve dengesini kurdu. 29. Gecesini alâmetsiz kıldı ve (gündüzünün) duhâsını çıkardı. 30. Yeri, bundan sonra döşedi. 31. Suyunu, otlağını çıkardı. 32. Dağları sabitledi. 33. Bunu, hem siz hem de küçük ve büyük baş hayvanlarınız yararlansın diye yaptı.                                              

     Açıklamalar 1;
    (1).
“Gökleri ve Yeri yaratmak elbette insanları yaratmaktan daha büyük bir şeydir ama insanların çoğu bunu bilmez” (40/57)

     ——————————————————————————————————————————————–
    Kim ki sınırları aşarsa, Kalacağı yer o alevli ateştir;
   34. O en büyük toplantı (mahşer yerindeki toplantı) başladığında1, 35. kişi, yapıp ettiklerini bir bir hatırlar. 36. Gören herkese, alevli ateş (Cehennem) gösterilir. 37. Kim ki sınırları aşar, 38. dünya hayatını (Ahirete) tercih ederse, 39. Kalacağı yer o alevli ateştir.

    Açıklamalar 1;
   (1).O gün insanlar, melekler ve hayvanlar, mahşer yerini ağzına kadar dolduracağı için o toplantı, en büyük toplantı olacaktır.

    Büyük günah işlememiş olanlar güzel yaşamış sayılır ve daha güzeli ile karşılanırlar .
      ———————————————————————————————————————————————
    Kıyamet vaktinin tam bilgisi Rabbinin katındadır;
    40. Kim de Rabbinin (Sahibinin) makamından korkar da arzularını dizginlerse1 41. onun kalacağı yer de Cennet’tir.        42. Sana kıyametin vaktini soruyorlar. Gelip yerleşmesi ne zaman? (diyorlar.) 43. Sen nerede, onu bilmek nerede! 44. Onun tam bilgisi Rabbinin katındadır. 45. Sen sadece böyle bir günden korkanı uyaran bir kişisin.
    46. İnsanlar onu gördükleri gün, bu dünyada bir akşam ya da bir gündüz vakti kadar kalmış gibi olurlar.

     Açıklamalar 1;
    (1).
Büyük günah işlememiş olanlar güzel yaşamış sayılır ve daha güzeli ile karşılanırlar. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Bu, kötü davrananları, yaptıklarına karşılık cezalandırsın ve güzel davrananları da daha güzeli ile karşılasın diyedir. Güzel davrananlar, günahların büyüklerinden ve fuhuş çeşitlerinden kaçınanlardır; diğer günahlar başka. Rabbinin affı kapsamlıdır…” (53/31-32).

     “Önceden en güzeli ile karşılayacağımızı bildirdiklerimiz Cehennemden uzak tutulacaklar, onun uğultusunu bile duymayacaklar ve sürekli canlarının çektiği şeyler içinde olacaklardır. Melekler, “Bu sizin gününüz, size söz verilen gündür.” diyerek onları karşılayacaklardır.”(21/101-103).
     Büyük günah işlediği halde tevbe edip kendini düzeltenler de bu kesime girerler: “Rahman’ın kulları Allah ile beraber başka bir tanrıyı yardıma çağırmazlar. Haklı bir sebep yoksa Allah’ın dokunulmaz kıldığı canı öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa günaha girer. Kıyâmet günü onun azâbı katlanır ve orada itibarsız olarak sürekli kalır. Ama tevbe eden, inanan ve iyi iş yapan başka. Allah onların kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah bağışlar, ikram eder.” (25/68-70)
——————————————————————————————————————————————————————————